01

Migren ve Ozon Terapi

Türkiye genelinde 5.323 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen ve 2008 yılında tamamlanan Türkiye’de Başağrısı ve Migren Epidemiyoloji Çalışması sonuçlarına göre insanların migreni halen hastalık olarak görmediğini ve doktora gitme oranının düşük olduğunu ortaya koydu. Aynı çalışma her dört kadından birinin migrenli olduğu gerçeğini de ortaya çıkarmıştır.

Hastaların ortalama % 40’ı bir ayda dörtten fazla, % 50’si ise üçten fazla atak geçiriyor. Ağrı yaşam kalitesini ve iş verimini düşürdüğü için ciddi bir iş gücü kaybına ve dolaylı olarak hem kişiye hem de ülke ekonomisine zarar vererek toplumsal bir soruna dönüşüyor.

Migreni tetikleyen en önemli unsurlar sırasıyla stres, rüzgâr/lodos, açlık ve uykusuzluk olarak sıralanıyor. Migrenli hastaların gelişigüzel ağrı kesici kullanması ağrı kesici bağımlılığının gelişmesine sebep olarak hastalığın tedavisini güçleştirmektedir. Dahası bu tür yaklaşımlar hastalığın tedavisine hiçbir katkıda bulunmamaktadır.

Migrenin tedavisinde düzenli ilaç kullanımı ve hastaların ilgili hekimlerce uzun süreli takibi yanında yeni tedavi yöntemlerinin de önemli katkısı vardır. Bu tedavi yöntemlerinden bir tanesi ozon tedavisidir. Özellikle insan vücudunda da üretilen güçlü bir antioksidan olan melatonin ile ozon tedavisinin kombinasyonu, migrenli hastaların şikâyetlerinin önlenmesine büyük katkı sağlamaktadır. Son dönemde bilinirliği hızla artan melatonin, pek çok atipik baş ağrısında yüz güldürücü sonuçlara neden olmaktadır. Özellikle ABD’de migrenli hastaların tamamlayıcı bir ürün olarak kullandıkları melatonin, ozon tedavisi ile kombine edildiğinde nöbet sıklığını büyük oranda düşürebilir. Migren tipi ağrıların melatonin/ozon tedavisi kombinasyonu ile tedavisi, özellikle uykusuzluk ve stresin tetiklediği migren ataklarının önlenmesinde güçlü etkinliğe sahiptir.